İki Yakamızı Bir Araya Getirenler: Tarihi Köprüler

Alpaslan Paşaoğlu Hakkında

Uzun zamandır konargöçer bir Egeli olarak İstanbul'da yaşamaktadır. Radikal, Fil'm Hafızası, Cineritüel, Havayolu 101 başta olmak üzere çeşitli mecralarda yazıları yayınlanmıştır. Ayrıca belgesel ve farklı kategorilerde senaryo çalışmaları bulunmaktadır.

Çeşitli akademik kaynaklarda ilk köprüler yapısal olarak ahşap kütüklerden ve taşlardan inşa edilen basit yapılar olarak tanımlanıyorlar. Bu nedenle köprülerin tarihsel varoluşlarının başlangıcına yönelik kısa mesafelerin erişimine imkân sunan doğal oluşumlar denilebilir. Fakat köprülerin tarih sahnesine Antik Roma’nın volkanik kayaları öğüterek harç yapma fikrini icat eden mimarları sayesinde çıkması ile bu basit yapıların daha sağlam malzemelerle inşa edilmesine de başlanmış oluyorlar. Bir süre sonra salt ulaşım amacını aşan köprüler, kendisini yapan mimarların sanatsal yeteneklerini de gösterdikleri bir sahneye dönüşüyor. Dünyanın dört bir yanında yer alan sanatsal niteliğe haiz tarihi köprüler büyük bir merakla incelendi, sizler için derlendi.

1- Si-O-Se-Pol (Allāhverdi Khan) Köprüsü – İsfahan

İran’ın en güzel şehirlerinden İsfahan, eski İpek Yolu’nun üzerinde bulunmasından dolayı tarihi bir öneme sahiptir. Şehrin ortasından geçen Zayende Nehri üzerinde yer alan 300 metre uzunluğunda ve 14 metre genişliğindeki Si-O-Se-Pol köprüsü ise 1602 yılında Safevi Hanedanı Şah Abbas tarafından inşa ettirilmiştir. Dönemin hükümdarı Şah Abbas bu eseri, ülke ekonomisi için hayati öneme sahip New Julfa isimli Ermeni cemaate ait yerleşim birimine tüccarlarının ulaşımını kolaylaştırmak maksadıyla yaptırmıştır.

 2- Ponte Di Rialto (Rialto Köprüsü) – Venedik

Venedik’teki mevcut köprünün yerinde tarihsel sırayla 1181 yılında Ponte Della Moneta ve 1255 yılında tahtadan bir yapı olan Pontoon köprüsü inşa edilmiştir. Köprünün ayaklarından birinin Realto pazarına yakın olması nedeniyle zaman içerisinde halk dilinde bu yapı Realto Köprüsü ismiyle anılmaya başlanmıştır. 1588 yılında ise İsviçre doğumlu Venedikli mimar ve mühendis Antonio da Ponte tarafından köprünün bugünkü hâlinin inşaatına başlanılmıştır. Michalengelo’nun da burada yapılacak bir köprü üzerine proje geliştirdiğini fakat projesinin kabul görmeyerek işin Antonio da Ponte’ye teslim edildiğini not düşelim.

3- Uzunköprü – Edirne

Eski kaynaklarda Cisr-i Ergene olarak geçen Uzunköprü 2015 yılında UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesi’ne alınmış en önemli tarihi yapıtlarımızdan birisidir. Uzunköprü, bir akarsuyu geçen dünyanın en uzun tarihi taş köprüsü ünvanına da sahiptir. Osmanlı Devleti’nin İstanbul’u fethinden önce Anadolu’ya ulaşım için kullandığı Ergene Nehri üzerindeki bu ara geçiş noktasının, yaşanan mevsimsel değişikliklerin hem orduyu hem halkı ırmağı aşmakta zorlaması nedeniyle I. Murat tarafından 1426 yılında Mimar Müslihiddin’e yapılış emri verilmiştir. 1444 yılında inşası tamamlanan köprü 1.392 metre uzunluğunda ve yaklaşık 7 metre genişliğindedir.

4- Stari Most (Eski Köprü) – Mostar

Bosna-Hersek’e Osmanlı’dan miras kalan dünyanın en önemli tarihi köprüler listesi içindeki Eski Köprü, Mostar şehrinin ortasından geçen Neretva Nehri’nin aşılmasını sağlar. Köprü, Kanuni Sultan Süleyman döneminde büyük bir stratejik öneme sahip Mostar’da, yine Kanuni’nin emri ile 1557 yılında Mimar Sinan’ın öğrencisi Mimar Hayruddin’e yaptırılmıştır. Fakat 1994 yılında Bosna İç Savaşı sürerken Sırp Çetnikler Eski Köprü’yü patlatarak imha etmeye çalışmışlardır. UNESCO, Dünya Bankası, Dünya Anıtlar Fonu (WMF) ve Aga Khan Kültür Vakfı tarafından oluşturulan uzman bir kurul nezdinde köprünün yeniden inşası için Bosna-Hersek, İtalya, Hollanda, Türkiye, Hırvatistan gibi ülkeler ve Avrupa Konseyi Kalkınma Bankası finansman sağlamışlardır. Köprüyü birebir eski hâline getirmek için Uzman Kurul restorasyon işini alanında başarılı bir Türk şirkete vermiştir. Köprü restorasyonunda kullanılan malzemeler ise aslına sadık kalınmak maksadıyla yerel teneljia kireçtaşından ve profesyonel dalgıçların patlama sonrası nehrin dibine çöken eski taşları çıkartmaları ile 23 Temmuz 2004 yılında tamamlanmıştır.

5- Tower Bridge – Londra

Londra’nın ikonik sembollerinden Tower Bridge, Thames Nehri’nin üzerinde yerleşik tarihi bir yapıdır. Şehrin ticari akışını hızlandırmak maksadıyla Mimarlar John Wolfe Barry ve Sir Horace Jones tarafından 1886 yılında inşasına başlanan köprü 1894 yılında tamamlanmıştır. Köprü Victoria dönemi Gotik tarzına göre tasarlanmış ve yine köprünün limana yakın olması sebebiyle yapı üzerinde gemilerin geçişine olanak tanıyacak baskül sistemleri kullanılmıştır. Bu sistemler ise tarihsel sırayla hidrolik buhar sistemi, elektro-hidrolik tahrik sistemi ve nihayetinde günümüz teknolojisine sahip bilgisayarlı kontrol sistemi üzerinden çalıştırılmaktadır.

6- Brooklyn Bridge – New York

Çelik asma köprülerin tasarımsal öncülerinden kabul edilen John Augustus Roebling 1806 yılında Berlin’de doğmuş bir mühendistir. ABD’ye göç etmesi ile ülkeye mimari anlamda pek çok eser kazandırılmasını sağlamıştır. Bu eserlerin en önemlilerinden birisi ise Manhattan-Brooklyn semtlerini birbirine bağlayan ve New York’un Doğu Nehri üzerinde görkemle salınan Brooklyn Köprüsü’dür. Yapımı 14 yıl süren köprü 1883 yılında faaliyete geçmiştir. Köprünün maliyeti güncel ekonomik koşullara göre 320 milyon dolara mal olmuştur.

7- Chengyang Köprüsü – Guangxi Zhuang

Guangxi Belediyesi’nin Sanjiang ilçesinde bulunan, Çince “Rüzgâr ve Yağmur” kelimeleri ile bağlantılı Panlong ve Yongji Köprüsü olarak da bilinen Chengyang, Çin’deki en ünlü ve çarpıcı yapılardan biridir. Yapı, ana element olarak ağaçtan yapılmış olmasına rağmen bağlantı komponentlerinde hiçbir şekilde çivi veya perçin kullanılmamıştır. Chengyang, 1916 yılında Linxi Nehri boyunca bulunan yerel köyleri birbirine bağlamak maksadıyla Dong İşçileri tarafından inşa edilmiştir. Köprünün toplam uzunluğu 64.4 metre, genişliği ise 3.4 metredir. Çin’in geleneksel yapıları olan pagodaları anımsatan kuleler de köprü üzerinde yer almaktadır. Chengyang Köprüsü, 1996 yılında UNESCO tarafından Dünya Mirası Listesi’ne eklenmiştir.

8- Vasco De Gama Bridge – Lizbon

Tarihi köprüler listemizdeki diğer yapılar dikkate alındığında Vasco De Gama için çok yeni bir örnek demekte haklı olabilirsiniz. Fakat gerek fiziksel sağlamlığı gerekse de yapısal özellikleri nedeniyle bu köprü, var olduğu müddetçe önemli bir yapı olarak adından söz ettirecektir. 2000 yılında Madrid’te düzenlenen Hispano-American Mimarlık ve İnşaat Mühendisliği Bienali’nden inşaat mühendisliği alanında birincilik ödülünü kazanan mevcuttaki Vasco da Gama Köprü projesi, Portekiz’de “yüzyılın inşaat projesi” ve “Avrupa’nın en uzun köprüsü” mottoları ile inşa ettirilmiştir. 17 kilometrelik bu köprü kendine özgü bir mimariye sahiptir. Yapısal olarak 1755’te Lizbon’u sarsmış olan büyük depremlere tekrar yenik düşmemek adına Lizbon’daki bina direnci standartlarından 4,5 kat daha büyük bir deprem karşısında direnebilecek şekilde tasarlanmıştır. Lizbon, dünyanın en ciddi deprem kuşağı içerisinde yer alan lokasyonlarından birisidir.

9- Kapellbrücke Bridge – Luzern

14. yüzyıl başlarında İsviçre’nin Lucerne (Luzern) şehrinde inşa edilen Kapellbrücke (Şapel Köprüsü), hem Avrupa’nın en eski üstü kapalı ahşap köprüsü hem de dünyanın hayatta kalan en eski truss sistemi özelliklerine haiz köprüsüdür. Reuss Nehri üzerinde alışılmadık bir diyagonal biçimde uzanan 170 metrelik köprü, ilk olarak Luzern’nin surlarının bir parçası olarak inşa edilmiştir. 17. yüzyılda ise köprüye sanatçı Hans Heinrich Wägmann tarafından yerel tarihi sahneleri betimleyen bir dizi resim eklenmiştir. 1993’te çıkan yangın sonucu köprü zarar görse de aslına uygun olarak restore edilmiştir.

10- Ponte Vecchio – Floransa

Arno Nehrinin güney kıyısındaki Oltrarno semtiyle kent merkezini birleştiren Ponte Vecchio veya “Eski Köprü”, Floransa’nın en güzel ikonlarından birisidir. Mevcut köprü 1333’te yaşanan büyük sel felaketinden sonra inşa edilmiştir. Üzerinde bulunan ahşap kepenkli dükkânlarında pek çok kuyumcu ve sanat galerisi hizmet vermektedir. Ponte Vecchio mimari olaraksa tam anlamıyla “harmonik” bir yapıdır. 1/2’lik yanal orantıları, Pisagor mistisizminden yola çıkan bir müzik oktavı şeklinde düşünülmüştür. Fakat Ponte Vecchio, ilk başta kısmen savunma amaçlı bir yapı olarak tasarlanmıştır. Köprü bugünkü formuna zaman içerisinde ulaşabilmiştir.

Bir cevap yazın